Dünya piyasalarındaki kriz yaz aylarından bu yana inişli-çıkışlı bir seyir izleyerek devam ediyor. Bu krizin Türk ekonomisi üzerindeki etkileri giderek artıyor. Büyüme rakamları sürekli aşağıya doğru revize ediliyor. 2008 büyüme öngörüleri iyimser yüzde 7lerden muhafazakar yüzde 4lere kadar çekildi. Bunun bile gerçekleşebileceğine yönelik kaygılar sürüyor.
Yıllardır hep düze çıktığını düşündüğünde yeni bir krizle karşılaşan reel sektör, yine sorunlar içinde boğulmaya başladı. TÜSİAD, TOBB ve işadamları her fırsatta sorunları dile getirerek önlem alınması talebinde bulunuyor. Merkez Bankası'nın büyüme diye bir kaygısı yok. Maliye vergi toplama peşinde. Ekonomi Bakanı yabancıların dövizini kovalamakla meşgul. Başbakan terörle mücadele ve iç siyasete odaklanmış durumda. Medya türban tartışmalarına kilitlenmiş. İş dünyasının yaşadığı darboğaz gündemde yer etmiyor bile. .
Ekonomideki yavaşlama özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin sorunlarının katlanarak büyümesine neden oluyor. Planlar, projeksiyonlar altüst olmaya başladı. Önlem alınması için ekonominin tam anlamıyla dibe vurmasını mı beklemek gerekiyor?
FORBES, Mart 2008 |